Bir söz bilirim çok oynarsan bozulur diye…Yükseköğretim yeniden yapılandırılıyormuş
Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, ön çalışma raporuna ilişkin gazetecilere yazılı metin dağıtarak, açıklama yaptı.
‘Türkiye’de üniversite reformu çalışmaları YÖK tarihinden daha eskilere uzanır. YÖK’ün kuruluşundan itibaren de bu reform çağrıları sürekli duyulmuştur. Bununla birlikte son dönemlerde üniversite reformu söz konusu olduğunda dikkatler çoğu zaman günlük politika ile de ilişkilendirilen belli bazı konulara yönelmektedir. Bu ise yükseköğretimdeki yapısal değişikliklerin gerçekleşmesi yönündeki iradenin önüne engel koymakta, ayrıca bu yöndeki gayretlerin sınırlı ve içe dönük olması sonucunu doğurmaktadır. Halbuki pek çok alanda olduğu gibi yükseköğretim de bütün dünyada küreselleşen bir yapıya bürünmektedir. Bu bağlamda Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa yükseköğretim alanını da aşan, akademide evrensel ilkeleri gerçekleştirme arayışları kadar Avrupa yüksek öğretiminde yaşanılan sorunların da bir sonucu olan Bologna süreci burada hatırlanmalıdır. Bununla birlikte Türk yükseköğretimin bu süreç içerisinde attığı olumlu adımlar ülkemiz için geciken reformun getirdiği ve getireceği sorunları ortadan kaldırmak için yeterli değildir.”
Türkiye’nin yükseköğretim alanında pek çok ülkede görülmeyen bir tecrübeye sahip olduğu belirtilen raporda, ”Yakın zamanda yayımlanan çok sayıdaki araştırma ve çalışmaların yanı sıra 2006 yılında Kurulumuz tarafından kamuoyuna sunulan Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi raporu da bu alanda gerçekleştirilmesi gereken genel amaçları ve uygulanacak temel politikaları esnek bir çerçevede sunan önemli bir belgedir. Dolayısıyla yükseköğretim alanında atılması gereken adımlar ve tercihler için belirsizlik ortamında bulunduğumuz söylenemez” görüşüne yer verildi.
”Yükseköğretim alanında zaman zaman yapılan kısmi değişiklikler yerine yapısal değişimin hangi düzeyde yasal bir düzenleme gerektirdiği bir engel olarak görülmeden bu yönde bir irade ortaya konulması gereği vardır. Bu sürece ilgili tarafların katılımı başlangıç aşamasında sağlanarak bir model oluşturulmalı ve geliştirilmeli, daha sonra bu modelin kamuoyunda yeterince tartışılması sağlanmalı, nihai şekli verildikten sonra da siyasi karar alıcılara bu model sunulmalıdır. Bütün bu sürecin şeffaflık ve katılımcılık içerisinde sürdürülmesi gereklidir. Aynı şekilde gerçekleştirilecek değişikliğin dayanacağı zihniyetin dikkate alınacak temel ilkelerin belirlenmesi, yükseköğretimde planlanan bu değişim sürecini yönetmek kadar önemlidir. Bundan dolayı YÖK olarak bugün sürecin başında Kurulumuzun koordinasyonunda gerçekleştirilecek yeniden yapılandırma çalışmalarının belirlenen amaç ve ilkeler çerçevesinde yürütüleceğini kamuoyuna açıklamaktayız.
Yükseköğretimin yeniden yapılandırılmasının, bireylerin dünyanın değişen koşullarına uyum sağlayabilecek bilgi, beceri ve yetkinliklerle donatılması, girişimde bulunmaktan ve sorumluluk yüklenmekten kaçınmayan, eleştirel düşünme becerilerine sahip, insan hakları ve demokrasi, çevresel, kültürel ve estetik değerler konularında duyarlı aktif yurttaşlar olması, ayrıca verilen eğitimin geniş kitlelere erişecek ülkenin yarışmacı potansiyelini geliştirmesi, yapılan araştırmaların uluslararası düzeyde saygınlığı olan bilim ve sanat üretimine yönelmiş olması, ülkenin rekabet edebilirliğine destek olması, topluma hizmet faaliyetlerinin etkin ve sürdürülebilir kılınmasını amaçlaması gerektiğini düşünüyoruz. Kurulun çabasının, yükseköğretim sistemimizin belirlenen temel prensipler üzerine bina edilmesi, sistemin tüm bileşenlerinin bu prensipler ışığında katılımcı bir süreçte geliştirilmesine yönelik olacağını belirtmek istiyoruz.”