Kayseri’de doğmuş olan Mimar Sinan, dünya üzerindeki en büyük yapı sanatçılarından bir tanesi olarak kabul edilmektedir. Mimar Sinan’ın doğum tarihi kesin olarak bilinmese de 1489 ya da 1490 yılları arasında doğduğu düşünülmektedir. Ailesi ve çocukluk dönemi ile alakalı bilgiler genel olarak aynı dönemde yaşamış olduğu Sai Mustafa Çelebi tarafından Mimar Sinan’ın ağzından yazılmış olan şeyler ile ve kimlerin yazmış olduğu belli olmayan kitaplar ve belgeler ile belirlenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun en güçlü döneminde yeniçeri olarak sarayda yer alırken bu esnada mimari anlamda var olan zekası sayesinde çok önemli yapıları inşa eden Mimar Sinan, onu yalnızca usta değil aynı zamanda kalıcı yapacak olan eserleri yapmayı denemeye ölünceye dek devam etti.
Kendi döneminde var olan kalıpların dışına çıkmayı tercih eden Mimar Sinan, onun söylemiyle tüm yaşantısını diğer insanların hayranlık duyacağı bir şekilde sürdürmüştür. Yavuz Sultan Selim’in padişah olduğu dönemde 1512 tarihinde devşirilen Mimar Sinan İstanbul’a geldi ve Acemi Oğlanlar Ocağı’na verildi. Çaldıran Savaşı sonrasında Mısır Seferi’nde de yer aldı ve dönüşünde Yeniçeri Ocağı’na geçti. Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise Belgrad ve Rodos seferlerine katıldıktan sonra subay oldu. Mohaç seferi sonrasında baş teknisyenliğe yükseldi. Tebriz seferi esnasında Van Gölü’nün üzerinden geçecek 3 geminin yapılmasını başarılı bir şekilde gerçekleştirdikten sonra ise haseki unvanını aldı.
Moldovya seferi esnasında Prut Irmağı’na yapmış olduğu köprü ile adından söz etmeye başladı. 1539 yılında Mimar Acem Ali ölünce de onun yerine Mimar Sinan saray baş mimarı oldu. Kanuni Sultan Süleyman, 2. Selim ve 3. Murat dönemlerinde mimar başı oldu ve imparatorluğun o anki var olan gücünü sergilemek adına birbirinden farklı mimari baş yapıtları tasarlayıp ortaya koymaya devam etti. Farklı kaynaklar üzerinden yapılan araştırmalara göre Mimar Sinan 84 cami, 20 kervansaray, 48 hamam, 22 türbe, 3 darüşşifa, 7 okul, 57 medrese, 7 su yolu kemeri, 35 köşk olmak üzere yaklaşık 350’yi aşkın yapının inşa edilmesinde başrolde olmuş.
Süleymaniye Camii, Haseki Camii, Şehzadebaşı Camii, Edirnekapı ve Üsküdar’da olmak üzere 2 tane Mihrimah Sultan Camii, Azapkapı Büyükçekmece ve Kadırga Limanı’nda olmak üzere 3 tane Sokullu Mehmet Paşa Camii, Ferruh Kethüda Camii, Kılıç Ali Paşa Camii, Eski Valide Camii, Kara Camii, Ferhad Paşa Camii, Sinan Paşa Camii, Gazi Ahmet Paşa Camii, Rüstem Paşa Camii, Zal Mahmut Paşa Camii, Selimiye Camii, Nişancı Paşa Çelebi Camii, İskender Paşa Camii, Şah Sultan Camii, Mahmud Ağa Camii, Hoca Hüsrev Camii, Yunus Bey Camii, Hürrem Çavuş Camii, Defterdar Süleyman Çelebi Camii, Taşlık Camii, Sultan Selim Camii, Sultan Murad Camii gibi birbirinden farklı camiler Mimar Sinan eseri olarak bilinmektedir.
Bunlarla birlikte Sultan Süleyman Türbesi, Haseki Hürrem Sultan Türbesi, Kılıç Ali Paşa Türbesi, Sultan Selim Türbesi, Sultan Süleyman İmareti, Haseki Sultan Darüşşifası, Uzun Kemer, Bend Kemeri, Silivri Köprüsü, Odabaşı Köprüsü, Drina Köprüsü, Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü, Rüstem Paşa Kervansarayları, İbrahim Paşa Sarayı, Ali Paşa Sarayı, Sinan Paşa Sarayı, Rüstem Paşa Sarayı, Sofu Mehmed Paşa Sarayı, Mahmud Ağa Sarayı, Sultan Süleyman Hamı, Haseki Sultan Hamamı, Valide Sultan Hamamı, Kocamustafapaşa Hamamı, Rüstem Paşa Hamamı, Sinan Paşa Hamamı, Molla Çelebi Hamamı, Üç Kapılı Hamam, Kaptan Ali Paşa Hamamı, Lütfi Paşa Hamamı gibi hamamlarda da Mimar Sinan’ın imzasını görmek mümkündür.
