Dünya nüfusunun okuma oranının artmasına paralel olarak gelişmişlik düzeyini de aynı seviyede arttığını biliyor muydunuz? İster ülke bazında bu durumu ele alın, ister kıta bazında, istatistikler yalan söylemez. Bir bölgede okuma oranı arttıkça, aynı oranda gelişmişlik düzeyi de artıyor. Sizce bu bir tesadüf mü? Tabiki değil. Okumanın makro boyutta toplumlara sağladığı faydalardan sadece biri.
Bir bireyde kitap okuma alışkanlığı, ivmesel olarak o kişinin gelişmesine katkı sağlar ve bu katkılar adeta domino taşları gibi birbirlerini tetikleyip, yeni faydalara kapı aralar. Bir kere diksiyonunuz gelişir. Diksiyonu gelişen bir kişinin özgüveni artar. Buna paralel olarak da, daha kolay sosyalleşir, iş ve okul hayatında daha başarılı bir birey haline dönüşür. Çünkü derdini daha rahat izah edebilir. Bir sıkıntısı olduğunda “bunu nasıl anlatırım?” diye düşünmez. Anlatır ve o sıkıntısını karşısındaki kişiyle paylaşarak, derdini azaltır. Bunların hepsi okuma ile gelişen diksiyondan başlayan faydalar zinciridir.
İkinci olarak kitap okuyan bireyin okuma hızı artar. Sözcükler beyninde kalıplaşmaya başlar. Bir sözcüğün ilk iki- ilk üç harfini görmek, zihninde o sözcüğü şekillendirip söyleyebilmesine imkan sağlar. Bu yüzdendir ki, bitirdiği her kitap, kişinin okuma hızını biraz daha arttırır. Tabi bu doğrusal artan çizgi ile beraber okuduğunu anlama oranı da gelişir. Kişi, bir süre sonra artık çok hızlı okumaya ve okuduğunu hızlı bir şekilde anlamaya başlar. Bu da özellikle üniversiteye hazırlanan genç guruplara büyük fayda sağlar.
Üçüncü olarak kitap okumak zekayı geliştirir. Beyin sürekli bir kelimeden, diğerine sonrasında ise o kelimelerin bir araya getirdiği cümlelere ve o cümlelerin bir araya getirdiği paragraflara odaklanır. Yani sürekli bir çalışma halinde olur. Tıpkı düzenli spor yaparak kaslarını çalıştıran bir kişinin kaslarının yavaş yavaş gelişmesi gibi düzenli kitap okuyan bir birey de, düzenli olarak beyinini çalıştırır ve zekasının gelişmesine katkı sağlar.
Son olarak kitap okuma kelime darcığınızı geliştirir. Bireyler daha farklı kelimeler öğrenir böylelikle daha zengin bir dile sahip olurlar. Bu da, anlatmak istedikleri bir olguyu uzun uzun cümlelerle ifade etmek yerine tek bir kelime ile ifade etmelerine katkı sağlar. Yani, ifade özgürlükleri gelişir.