İzmir İli Şehri Hakkında Bilgiler

15
20019

Türkiye’nin üçüncü büyük şehri olan İzmir, çağdaş, gelişmiş, ayni zamanda işlek bir ticaret merkezidir. Cıvıl cıvıl olan alışveriş merkezinde dolaşmak oldukça keyiflidir. İzmir’in batısında nefis renkli denizi, plajları ve termal merkezleriyle Çeşme dünyanın en büyük kentlerinden biriydi. Tüm Ion kültürünün zenginliklerini bünyesinde barındıran Efes, yoğun sanatsal etkinliklerle de adini duyuruyordu. Akdeniz iklim kuşağında kalan İzmir’de yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı geçmektedir. Dağların denize dik uzanması ve ovaların İç Batı Anadolu eşiğine kadar sokulması, denizel etkilerin iç kesimlere kadar yayılmasına olanak vermektedir. Ancak, İl bütününde yükseklik, batı ve kıyıdan uzaklık gibi fiziksel coğrafya farklılıkları, yağış, sıcaklık ve güneş açısından önemli sayılabilecek iklim farklılıklarına da yol açmaktadır.

İl bazında yıllık ortalama sıcaklık, kıyı kesimlerde 14-18 ºC arasında değişmektedir. En sıcak aylar Temmuz (27.3 ºC ) ve Ağustos (27.6 ºC ), en soğuk aylar ise Ocak (8.6 ºC) ve Şubat (9.6 ºC)’tır. Yazın kıyı kesiminde sıcaklık, deniz melteminin (İmbat) etkisiyle iç kesimlere göre 1-2 ºC daha düşük olmaktadır. Kış mevsiminde ortalama 7 ºC olan sıcaklık zaman zaman kuzey ve kuzeybatıdan sokulan denizel hava kütlesi nedeniyle düşmektedir.

İzmir’de yağışın aylara ve mevsimlere göre dağılımında önemli farklar vardır. İzmir’de yıllık ortalama yağış miktarı 700 mm. olup yıllık yağışın % 50’den fazlası kış mevsiminde %40- 45’i ilkbahar ve sonbaharda , % 2-4’ü ise yaz aylarında düşmektedir. Kar yağışlı günler sayısı, alçak kesimlerde yok denecek kadar azdır. Yüksek kesimlerde gerek kar yağışlı günler sayısı, gerekse karın yerde kalma süresi artmaktadır.

Coğrafya
İzmir, Türkiye’nin üçüncü büyük kentidir. İzmir, Ege kıyı bölgesinin tipik bir örneği gibidir. Kuzeyde Madra Dağları, güneyde Kuşada sı Körfezi, batıda Çeşme Yarımadası’nın Tekne Burnu, doğuda ise Aydın, Manisa il sınırları ile çevrilmiş İzmir, batıda kendi adıyla anılan körfezle kucaklaşır. İzmir ili içinde Ege Bölgesi’nin önemli akarsularından olan Gediz Nehri’nin aşağı çığırı ile Küçük Menderes Nehri bulunur. Girintili ve çıkıntılı kıyı bandı doğal olarak sayısız güzellikte koy ve plajların oluşumu ile sonuçlanır. Gümüldür, Özdere, Foça, Karaburun, Çeşme sahil ve plajları İzmir için büyük bir turistik önem taşımaktadır. Öte yandan aynı doğal yapı, bir çok balıkçı barınağının veya yat yanaşma yerlerinin oluşmasına neden olmuştur. Bu özellikleriyle İzmir doğal bir turizm ve liman kentidir. Akdeniz iklim bölgesinde yetişen geniş, sert ve iğne yapraklı, sürekli yeşil kalan, kuraklığa dayanıklı ağaç ve çalılar, yaygın doğal bitki örtüsünü oluşturur.

Ekonomik Yapısı
Kentte, tarıma dayalı sanayi kolları oldukça gelişkin. Tekstil, konfeksiyon, gıda, içki, bira, tütün yem sanayi en önemli işkolları arasında. Bunların dışında, demir-çelik, petro kimya, otomotiv, çimento, ayakkabı, gübre, tarım makineleri ve seramik sanayi iç ve dış pazara yönelik olarak üretim yapıyor. Liman kenti olmasının yanında, hammadde kaynakları, nitelikli işgücü ve ulaşım olanaklarının genişliği, sanayinin gelişmesine olanak vererek İzmir’i bölgenin ticaret merkezi konumuna getirmiş durumda. Sanayi sektöründe üretilen mallar, dünya standartları ölçüsünde kaliteye sahip. Yörede, kömür, altın, bakır, kurşun, çinko, demir, antimuan, perlit, grafit, asbest, titenyum, dolomit ve mermer madenleri çıkarılıp işlenmekte.

İnşaat malzemeleri imalatı ve inşaat yapımı alanlarında Türkiye’nin en gelişmiş kentlerinden birisi. Sanayi bakımından Marmara Bölgesi’nden sonra ikinci sırada gelir. Bölümler arasında gelişmişlik ve sanayi oranı bakımından büyük farklılık vardır. Asıl Ege Bölümü sanayi bakımından daha gelişmiştir. Zaten bölgenin en büyük ve gelişmiş kenti İzmir’de bu bölümde yer alır. İzmir sanayisi, fuarı, ve ihracat limanı ile önemli bir kentimizdir.

İzmir’de Aliağa Petrol Rafinerisi de bulunmaktadır. İzmir’de otomotiv,madeni eşya, kimya, seramik, dokuma, çimento,sigara ve zeytinyağı,Edremit ve Ayvalık’ta zeytinyağı, Aydın,Denizli ve Manisa’da dokuma,Uşak’ta şeker, dokuma ve deri,Afyon’da şeker,çimento,kağıt ve mermer, Uşak, Gördes,Kula,Demirci ve Simav’da halıcılık sektörleri vardır. Bölge ekonomisine ayrıca hidroelektrik,termik santraller ve jeotermal enerji santralleri de katkı sağlar. Yatağan-Muğla, Tunçbilek-Kütahya, Soma-Manisa’da termik santraller vardır. Türkiye’nin tek jeotermal santrali Sarayköy, Denizli’de bulunmaktadır. Bölgedeki hidroelektrik santralleri arasında Demirköprü (Demirci, Körübaşı, Salihli-Manisa), Adıgüzel (Güney-Denizli) ve Kemer (Bozdoğan-Aydın) sayılabilir. İzmir, Türkiye’nin en büyük ihracat limanıdır.

Akarsular
İzmir ili içinde Ege Bölgesi`nin önemli akarsularından olan Gediz, Küçük Menderes ve Bakırçaybulunmaktadır. Diğerleri sel karakterli küçük akarsulardır.
Gediz Nehri, İçbatı Anadolu`da Murat Dağı`ndan doğar. Toplam uzunluğu 400 km.dir. İzmir sınırı içindeki Yamanlar Dağı`ndan doğan Kemalpaşa Çayı Gediz`in en önemli kollarından biridir. Gediz, Manisa Ovası`nın batısında İzmir il sınırına ulaşır, Yamanlar Dağı ile Dumanlı Dağ arasındaki Menemen Boğazı`ndan geçerek, Foça`nın güneyinde denize dökülür. Gediz eskiden, Karşıyaka`nın hemen batısında denize dökülüyordu. Getirdiği alüvyonlarla deltasını devamlı ilerletiyor, İzmir Körfezi`ni kapatmaya doğru gidiyordu. Pelikan Burnu, karşı kıyıya çok yaklaşmış, Körfez`in derinliği çok azalmıştı. Ülkemizin en işlek limanı olan İzmir Limanı`nın karşılaştığı tehlikeyi yok etmek için 1886`da biraz kuzeyden akan bir derenin yatağından da faydalanarak, Menemen yakınlarında başlayıp batıya doğru giden ve Foça yakınlarında son bulan bir yatak açıldı. Bu andan itibaren Gediz açık denize dökülmeye başladı. Küçük Menderes, Bozdağlar`dan doğar. Uzunluğu 124 km.dir. Kendi ismi ile anılan çok bereketli bir ovayı sulayarak, Selçuk ilçesinin batısında denize dökülür. Küçükmenderes de bol alüvyon getirdiği için, kıyı çizgisini devamlı olarak ilerletmiş, bu yüzden ilk çağların en önemli liman kentlerinden olan Efes, bugün denizden 5-6 km içeridedir. Bakırçay, doğuda Ömerdağ, kuzeyde Madra, güneyde Yunt Dağı`ndan gelen kollardan oluşur, 128 km uzunluğundadır. Ege Havzası`nın bir parçası olan ve büyük bölümü İzmir il sınırları içerisinde yer alan Bakırçay Havzası`nın en önemli akarsuyudur. Çandarlı Körfezi`nde denize dökülür.

Göller
İzmir`de yer alan önemli göller olarak Karagöl, Gölcük, Belevi ve Çakalboğaz gölleridir. Gölcük,Ödemiş`in kuzeyinde Bozdağlar`ın en yüksek noktasının batısında bulunur. Dağ sıralarının genel doğrultusunda güneyden kuzeye doğru uzanan küçük bir çöküntü çukuru içine yerleşmiştir. Gölcük`ün oluşumunda sellerin bıraktığı alüvyon birikintisinin de rolü olmuştur. Derinliği, küçüklüğüne göre fazladır. Gölcük etrafından gelen sular ve özellikle dip kaynakları ile beslenir. Suları küçük bir dere ile kuzeye doğru akarak Gediz`e ulaşır. Belevi Gölü, Torbalı ile Selçuk arasında Küçükmenderes`in sol tarafında bulunmaktadır. Sığ bir göldür. Çakalboğaz Gölleri, Küçükmenderes`in Selçuk`tan 5-6 km. ilerilere kadar doldurduğu körfezde meydana gelmiş olan ovanın kuzey kenarında bulunurlar. Eski körfezin kalıntısıdırlar.Karagöl, Yamanlar Dağı üzerindedir. Tektonik kökenli bir kayma sonucu oluşan çukurlukta şekillenmiştir.

Bitki Örtüsü
İzmir bitki örtüsü yönünden Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Akdeniz bitkilerinin her türü bulunmaktadır. Yüzyıllar boyu aşırı otlatma, yangın ve tarla açma nedenleriyle ormanların ortadan kalktığı yerlerde, maki florası kendini göstermektedir. Maki florasına ardıç, pırnal, kermes meşesi, yabani zeytin, çitlembik, sakız, akçakesme, tesbih, katırtırnağı gibi kuraklığa dayanıklı ağaççıklar girer. Makilik alanlar, denizden 600 m. yüksekliğe kadar çıkmaktadır. Dağlık kesimlerin büyük kısmı ormanlıktır. Ormanlar il içerisinde 431786 hektar bir alanı kaplar. Ormanların kapladığı alan, il arazisinin % 41`idir. Denizden 600 m. yüksekliğe kadar kızılçam, daha yukarılarda karaçam ormanları vardır. Bergama`nın Kozak, Menderes’in Güner, Torbalı`nın Helvacı Köyü çevresinde doğal olarak yetişmiş fıstıkçamı ormanları bulunur. Toprağı elverişli, kuytu ve nemli dere yataklarında çınar, kestane, dişbudak, söğüt, kavak, akçaağaç, karaağaç ve kızılcık gibi yapraklı ağaçlar yayılış gösterir. Palamut meşesi de ilimiz ormanlarının karakteristik ağaçlarından birisidir.

Yatırım Olanakları
İzmir’deki organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler ve teknoloji geliştirme bölgesi yatırımcılara bir çokolanak tanımaktadır.İzmir, Türkiye’nin en yüksek ticaret hacmine sahip ikinci serbest bölgesi Ege Serbest Bölgesi İzmir’dedir. İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi bilişim ve yüksek teknoloji (hi-tech) yatırımları için avantajlar sunmaktadır. Jeotermal kaynakları ve rüzgar enerjisi potansiyeli ile İzmir alternatif enerji kullanımına yönelik yatırımlar olanaklıdır. Öte yandan tarih, kültür, doğa ve deniz İzmir’i sağlık, kültür, din, kongre ve fuar turizminin önemli merkezlerinden biri yapmaktadır.

İzmir ve çevresinde yatırım olanaklarına ilişkin bilgilere başta İzmir Kalkınma Ajansı ve yatırıma ilişkin web sayfaları olmak üzere sanayi ve ticaret odalarının linklerinden ulaşabilirsiniz.

İZMİR İLÇELERİ
Aliağa
Balçova
Bayındır
Bayraklı
Bergama
Beydağ
Bornova
Buca
Çeşme
Çiğli
Dikili
Foça
Gaziemir
Güzelbahçe
Karabağlar
Karaburun
Karşıyaka
Kemalpaşa
Kınık
Kiraz
Konak
Menderes
Menemen
Narlıdere
Ödemiş
Seferihisar
Selçuk
Tire
Torbalı
Urla

ALİAĞA

İzmir’in 60 km. kuzeyindeki Aliağa, İzmir ve Bergama uygarlıklarından izler taşimaktadır. Ege kıyılarında sayıları 30’u aşan Aiol kentleri arasinda en büyük ve önemlilerini oluşturan 12 kentten 4’ü Aigaia, Kyme, Myrna ve Gryneion ilçe sınırları içerisinde bulunmaktadır.

DİKİLİ
İzmir’in kuzeyinde 120 km. uzaklıktadır. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken şirin bir ilçedir. Hem tarihi hem de olağanüstü güzellikleri olan turistik Çandarlı beldesi Dikili’ye bağlıdır. Doğal güzellikleri arasında Merdivenli Köyünde bir krater gölü, Demirtaş ve Deliktaş Köylerinde de çamlık ve tarihi mağaralar bulunmaktadır. Dikili ilçesi ılıcaları ile de oldukça ünlüdür. Nebiler, Bademli ve Kocaoba köylerinde sıcak su ılıcaları vardır. İlçede karayolunun dışında deniz ulaşımında da Dikili Limani, üç yolcu gemisinin yanaşabileceği kapasiteyle hizmet vermektedir.

SEFERİHİSAR
Yerleşim tarihi M.Ö. 1000 yıllarına uzanan ilçenin Sığacık mevkiinde Teos antik kenti, Doğanbey-Gerenalanı mevkiinde Karaköse Harabeleri, Sığacık’ta Osmanlılar tarafından inşa edilen kale ile kale içerisindeki eski yerleşim alanı, ilçe merkezinde Selçuklu ve Osmanli Dönemi’ne ait anitsal yapılar, yörenin arkeolojik ve tarihi kaynak potansiyelini oluşturmaktadır. Seferihisar 27 km.lik sahil şeridi ile güzel plajlara ve koylara sahiptir.

MENDERES
Satsumasıyla, güzel koylarıyla, tarihi degerleriyle dikkat çeken Menderes ilçesinin İzmir’e uzaklığı 20 km’dir. İlçenin batısında Ürkmez mevkiinde Lebedos Antik Kenti bulunmaktadır. Menderes-Selçuk yolu üzerinde birbirine yakın konumda yer alan Kolophon, Klaros, Notion ve Lebedos Antik Kentlerine ait kalıntılar, ilçenin önemli arkeolojik kaynaklarını oluşturmaktadır. Gümüldür beldesi dünyaca ünlü mandalina türü olan satsumanın yetiştirici bölgesidir. Özdere, Ege’deki dokuz büyük turistik bölgeden biri olup temiz denizi ve sahilinin yanı sıra amatör balıkçıların avlanabildiği turistik bir beldedir. Menderes’in Görece Köyü’nde de halkın evlerde imal ettigi değişik renk ve biçimdeki boncuklar yerli ve yabancı turistin oldukça dikkatini çekmektedir.

KARABURUN
Karaburun, Urla Yarımadasi’nin kuzeyinde kurulmuştur. İzmir Körfezi boyunca kuzey ve batı kıyıları güzel koylarıyla bir şerit halinde uzanır. İlçenin yerleşimi taş devrine kadar uzanır. Çakmaktepe mevkiinde yapılan kazılarda elde edilen buluntulardan Hititler Dönemi’nde buranın ileri bir kültür merkezi olduğu, daha sonra yöreye egemen olan Aiol, Lidya. Helen ve Roma uygarlıkları döneminde kültür ve ticaret merkezi olarak geliştiği bilinmektedir.

URLA
Ege Bölgesi’nin tüm özelliklerini taşıyan Urla, İzmir’in batısında 38 km. uzaklıkta kendi adını taşıyan yarımadanın orta kısmında yer alır. Urla tarih boyunca bir kültür merkezi olmuştur. Yapılan kazılarda ele geçen eserler arasında Hititlere ait Gaga ağızlı sürahi çıkarılmıştır. Limantepe Höyügü kazılarında ele geçen buluntulara göre Klazomenai Limaninin dünyanin en eski ve düzenli limanı oldugu ortaya çıkmıstır. Klazomenai’de bulunan eserler Louvre Müzesi ve Atina Milli Müzesi ile İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.

TORBALI
İzmir’in 45 km. doğusunda yer alan Torbalı’nin ilk yerleşim alanı, Torbalı Ovası’nın batısında Yeniköy ile Özbey köyleri arasında bir tepe üzerinde kurulan Metropolis Antik kentidir. Bir Ion kenti olan Metropolis Roma ve Bizans dönemlerinde önemini korumuş, daha sonra terk edilmiştir. Şaraplari ile ünlü kent aynı zamanda bir piskoposluk merkeziydi. Ovaya hakim bir konumda olan Geç Helenistik Dönem’e ait tiyatroda Roma İmparotoru Augustus ve evlatlığı Germanikus’a adanan üç mermer sunak bulunmaktadır. Kazılarda bulunan eserler İzmir ve Efes Müzelerinde sergilenmektedir.

ÖDEMİŞ
İzmir’in 113 km. doğusunda yer alan Ödemiş’in kuzeyinde bulunan Hypaiapa Antik Kent kalıntıları yörenin yerleşim tarihinin ilk çağlara uzandığını göstermektedir. Ödemiş yöresinin tarihsel önemi Birgi’nin Aydınogulları döneminde başkent olmasiyla başlamıştır. Birgi’de büyük ölçüde özgünlüğünü koruyan kent dokusunda Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin seçkin örnekleri, 18. ve 19. yüzyıl sivil mimarlik yapılarının oluşturduğu kültürel birikim ve mimari çevre zenginliği ile doğal çevre güzellikleri yörede çok önemli düzeyde turizm potansiyeli yaratmaktadır. “Dünya Kültür Mirası” listesine giren Birgi, 1994 yılında inanç turizmi kapsamına alınmıştır. Çakırağa Konağı, İmam-ı Birgivi Medresesi, Sultan Şah Türbesi görülmeye deger eserlerdendir.

TİRE
İzmir’in büyük ilçelerinden biri olan Tire, şehir merkezine 82 km uzaklıktadır. Aydın Dağlarının kuzey eteklerinde kurulmuştur. Hitit, Frig, Lidya, Pers, Helen, Roma ve Bizans dönemlerini yaşayan Tire zengin bir kültür mirasına sahiptir. Beylikler ve Osmanlı döneminde ekonomik açıdan büyük gelişme sağlanmış ve mimarlık tarihi açısından da zengin örnekler ortaya çıkmıştır.

KEMALPAŞA
İzmir’in 29 km doğusunda yer alan Kemalpaşa’nın tarihi geçmişi I.Ö. 1300’lere dayanmaktadır. Akadlar ve Hititlerden başlayarak Selçuklu ve Osmanlı dönemine kadar birçok medeniyete sahne olan Kemalpaşa, Helen, Roma ve Bizans dönemlerinde Sart ve Ion kentleri arasında kervan yollarının uğrak yeri olmuştur. Antik adı Nymphaion olarak bilinen günümüz Kemalpaşa ilçesi, Nif dağı eteklerinde 200 m yükseklikte kurulmuştur. Ege Bölgesi’nde Hititlerden kalan tek örneği olan Karabel Kabartması ilçe sınırları içerisindedir. Kemalpaşa, dünyaca ünlü kirazi ve çam ormanlarıyla tanınır.

SELÇUK
Selçuk, Ege Bölgesinin batısında, İzmir-Aydın karayolunun 73.km yer almaktadır. Denize ve pırıl pırıl kumsala sahip Pamucak plajına uzaklığı 9 km’dir.

Selçuk Tarihçe
Antik Çağ yazarlarına göre Efes, Smyrna gibi M.Ö. 3000 yıllarında kurulmuştur. Ancak, Smyrna kurulduğunda, Efes o dönemin önemli liman kentleri arasındadır. Dor istilası üzerine Ege kıyılarına yerleşen İonlar Efes’e yerleşmişler, daha sonra Lidya egemenliği döneminde şehirlerini geliştirmişlerdir. İon, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı uygarlıklarının izleri bugün halen görülebilmektedir. Efesliler Roma dönemindeki depremle yerle bir olan şehirlerini Tiberius zamanında yeniden imar etmişlerdir. Ancak bu defa Helenistik bir yapı stili yerine tüm Efes, Roma karakteri yapılarla dolmuştur.

Siyasi ve ticari önemi giderek artan Efes’e Meryem Ana’nın da gelmesi ve St. Jean’ın burada yaşaması Efes’i aynı zamanda önemli dini bir merkez durumuna getirmiştir. Daha sonraları Sart ile Susayı bağlayan deniz yolu üzerindeki işlek limanların zamanla dolması üzerine, artık yaşanmaz hale dönüşen şehri Bizans İmparatorluğu Justinyen’ in (527-565) Ayasuluk Tepesinde yaptırdığı St. Jean bazilikası etrafına yerleşmek suretiyle terk etmişlerdir. 1090 yılında şehir Türklerin eline geçmiştir. Böylece şehir tarih boyunca farklı istilalar yada depremler nedeniyle tam beş kez yeniden kurulmuştur.

Selçuk’a Ulaşım
Karayolu: Otobüs Terminali ilçe merkezindedir. Türkiye’nin hemen her yerine düzenli otobüs seferleri vardır. İzmir’e her yarım saatte bir otobüs ve minibüs seferleri vardır Burası merkez olmak üzere Pamukkale (Hierapolis), Milet, Priene ve Didim’e günübirlik gidip gelmek de mümkündür. Efes Harabelerine, Selçuk-Kuşadası ve Selçuk-Pamucak minibüsleriyle veya taksi ile, Meryemana Kilisesine sadece taksi ile gidilebilir.
Demiryolu: Tren İstasyonu, Cengiz Topel Caddesindedir.
Selçuk Tren İstasyonu Tel: +90232 892 60 06
Havayolu: Küçük uçaklar için Efes Antik Kentinin yanına havaalanı bulunmaktadır.
Efes Havaalanı Tel: +90232 892 64 47

İzmir’in kuzeyinde 100 km uzaklıkta, Bakırçay Havzasında yer alan ve ülkemiz uygarlık tarihinin en eski yerleşmelerinden biri olan Bergama, tarih öncesi dönemlerden başlayarak İon, Roma ve Bizans uygarlıkları ile devam eden dönemde, Dünya çapında önemi olan arkeolojik eserlere sahip olmuştur. Bergama’nın güneybatısında Antik Dönemin önemli sağlık merkezlerinden Asklepion, ilk yerleşim alanı olan 300 m. yüksekliğinde dik bir tepe üzerinde kurulan Akropol ve M.S. 2. yüzyıla tarihlenen Serapis Tapınağı (Kızıl Avlu) yörenin turistik cazibesini oluşturmaktadır. Zeus Sunağı 1897 yılında Almanya’ya kaçırılmıştır.

BERGAMA
Bergama güzellik ılıcalarıyla, meşhur Kozak yaylasıyla, plajlarıyla ünlü Ayvalık ilçesi bağlantısıyla, gelişmiş dokumacılığı ve kilimciliğiyle ünlü bir ilçedir.

Bergama’nın Tarihçesi
Bugünkü adı antik dönemdeki ismi olan Pergomon’dan gelmektedir. İlk çağda muhteşem abideleriyle büyük bir şehir ve aynı adı taşıyan krallığın merkezi olmasının yanı sıra Ortaçağın önemli stratejik mevkii, Karesioğullarının merkezi ve son olarak Osmanlı İmparatorluğunun önemli merkezlerindendir.

Kesin kuruluş tarihi bilinmeyen kentte yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen bilgilere göre M.Ö.7. yüzyıllarda sur duvarlarının inşa edildiği saptanmış olup, bu yıllarda kentleşmenin başladığı anlaşılmaktadır. Bergama, Pers, Büyük İskender, Frigya, Trakya Krallığı, Selevkos Krallığı, Roma ve Bizans dönemlerini görmüştür.

1302 yılında Bizans hakimiyeti ortadan kalkan şehirde Karesioğulları Beyliği idareyi ele almış, 1341 yılından hemen sonra ise Bergama Osmanlılar tarafından alınmıştır.

ÇEŞME
Çeşme, şifalı sıcak suları, olağanüstü sayılabilecek kalitede kumun, güneşin ve berraklığın kucaklaştığı şirin bir tatil beldesidir. Çeşme İzmir’in 94 km. batısında, kendi adını taşıyan yarımadanın en ucunda kurulmuştur. Gemiciler tarafından küçük liman diye adlandırılmıştır. Zamanla çoğalan ve buz gibi suların aktığı çeşmelerinden dolayı da yöreye Çeşme denilmiştir. 15 km. kuzeyindeki İon kenti Erythrai’nin limanı olan Çeşme’nin doğusunda, Kalemburnunda İ.Ö.1000 yıllarında küçük bir yerleşim alanı olduğu bilinmektedir. Çeşme-Ildırı köyünde ortaya çıkarılan Erythrai Antik Kenti ile Çeşme kentinde Osmanlı Döneminden kalan Kale, Kervansaray, çok sayıda çeşme ve tarihi kent dokusundaki sivil mimarlık örnekleri yörenin arkeolojik ve tarihi kaynaklarını oluşturan yapıtlardır.

Şehrin ortasındaki tepe bugün kalıntıları görülen Akropolde yapılan kazılarda Athena Pallas tapınağına adak olarak sunulmuş heykelcikler bulunmuştur. Buluntular içinde en önemlisi, Arkaik devirden kalma bir kadın heykeli İzmir Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. Her yıl Temmuz ayında uluslar arası şarkı festivali düzenlenir.

Çeşme’nin Tarihçesi
İlk çağda Cyssus adıyla bilinen Çeşme, Anadolu’nun Batı kıyısında MÖ.1000 yıllarında tahmin edilen 12 İon kentinden biri olan Erythrai (Eritre)’nin Ildırı İskelesiydi. Erythrai, M.Ö. 6. yüzyılda oldukça geniş ve önemli bir yerleşim merkezi durumundaydı. Son derece koruyucu bir limana sahip olan Erythrai Mısır, Kıbrıs ve batı ülkeleri ile ilişki kurmuş ve ticaretini geliştirmiştir.
Lidya ve Pers egemenliğinden sonra Roma ve Bizans hakimiyetinde kalmıştır. Çeşme, Selçuklu, Osmanlı, Aydınoğulları ve tekrar Osmanlı Dönemlerini sırasıyla yaşamıştır.

Çeşme’ye Ulaşım
Karayolu: İzmir’e 77 Km’lik dar bir asfalt, 80 Km’lik otoyol olmak üzere iki yolla bağlanan Çeşme’nin ulaşım merkezi İzmir`dir. Kara, hava ve deniz yoluyla gelen turistler önce İzmir`e Çeşme ve Ildırı`ya çalışan otobüslerle turizm mevsiminin en kalabalık günlerinde dahi ihtiyacı rahatlıkla karşılar. Çeşme ilçe merkezi, otobüs ve minibüslerin son durağıdır. Çiftlik, Dalyan, Alaçatı, Reisdere, Ovacık ve diğer plajlara minibüs ile belediye otobüsleri çalışmaktadır.
Çeşme Otogar Tel: +90232 712 64 99

Denizyolu: Çeşme-Sakız Adası arasında feribot seferleri düzenlenmektedir. Yunanistan`dan Çeşme’ye deniz yoluyla giriş yapan turistler Sakız Adası (Chios) Çeşme arasında çalışan Türk ve Yunan feribotlarıyla taşınır. Ada ile Çeşme arası bir saattir. Ayrıca Türkiye’den çıkış yapacak turistler Çeşme’den İtalya’nın Bari, Brindisi Limanlarına yolcu taşımacılığı mevcuttur. İzmir-Çeşme-Kuşadası-Yunanistan ve İtalya seferi yapan feribotlar da limana uğramaktadırlar.
Çeşme Liman Tel: +90232 712 60 05

FOÇA

İzmir’in 70 km. kuzeybatısında kalan Foça, İon’ların Ege sahillerinde kurdukları 12 İon kenti arasında en önemli merkezlerden biridir. Foça, tarihi ve arkeolojik öneminin yanı sıra, Homeros destanında adı geçen mitolojik bir yerleşmedir.
Horoz ve Fok Balığı olmak üzere iki sembolü olan Foça mitolojik, arkeolojik, tarihi, doğa ve kentsel sitin bir arada olduğu özgün bir ilçedir. Siren Kayalıkları, Şeytan Hamamı, Taş Ev (Anıt Mezar), Beş Kapılar (Ceneviz) Kalesi, Osmanlı dönemine ait Dış Kale, Fatih Camii, Kayalar Camii, Hafız Süleyman Camii ve Osmanlı Mezarlığı ile Ege mimarisinin özelliklerini taşıyan sivil mimari yapıları, Foça’nın çevre değerlerini zenginleştiren unsurlardır.

Foça’nın Tarihçesi
Yunanistan’daki Dor istilasından kaçarak Ege sahillerine çıkan ve burada Smyrna dahil bir çok yerleşim yeri kuran İonların kurdukları önemli merkezlerden biri de Foça’dır. Antik Foça kenti 12 İon birliğine dahil olup, Aiolis bölgesinde yer alır. Antik kent Phokaia adını ‘fok’ lardan alan Foça, döneminde önemli bir liman ve deniz gücüne sahipti . Foça elindeki deniz filosu ile, Korsika’da Alain, Pastum yanındaki Velia, Marsilya ve İspanya’nın doğu kıyılarında yer alan kentlerde koloniler kurmuştur. Foça, Pers, Büyük İskender, Cenevizliler, Osmanlı dönemlerini yaşamıştır.
İ.Ö.7.yüzyıldan başlayarak hızlı bir yükselme dönemine giren Phokaia kenti, ‘Tarihin Babası’ Heredot’a göre denizcilikte büyük gelişme göstermiştir. 50 kürekli ve 500 yolcu taşıma gücünde, hızlı tekneler kullanan Phokaialılar, uzun deniz yolculuğuna çıkan ilk Helenlerdir. Adriyatik Etruria, İberia ve Tartessos’u Helen dünyasına tanıtmışlardır.

Önceki İçerikGenel Sağlık Sigortası-Sıkça Sorulan Sorular
Sonraki İçerikVodafone Hesabını Bilen Tarife Nasıl Yapılır?
Günün 12 Saatini kesinlikle Bilgisayarları ve Telefonu ile geçiren ve Film ve Müzik dinlemekten hiç bıkmayan arada sırada fotoğraf çeken sıradan biri diyebiliriz.

15 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz