Cep telefonları artık hepimizin elinden eksik olmayan iletişim cihazıdır.Hatta iletişimi bir kenara bırakın saat gibi takı olarak yanımızda sürekli taşımaktayız.Televizyonlar bas bas bağırırlar zararlı diye.Fakat bir çoğumuz aldırmayız.Tam olarak kanıtlanmış olmasa da cep telefonlarının yaydığı radyasyon,sağlığımızı son derece etkilemektedir.Öyle ki uzmanlar son yıllarda kanser patlaması yaşanacağını sürekli belirtmektedirler.
Peki cep telefonundan ayrılamıyoruz ama zararlarından korunabiliriz.Şimdi nasıl korunacağımıza madde madde bakalım:
-Cep telefonlarını daha çok haberleşme için kullanmalıyız.
– Bina içinde, pencereye yakın durup telefonu pencereyle araya alarak konuşmalıyız.(Telefonun yayın gücü azalacağından bize etkisi de azalacaktır).
-Telefonda görülen sinyalin en yüksek olduğu yerler seçilmeliyiz.(baz istasyonuna yakın yerlerde telefon daha az güçle çalışacağından kişiye etkisi az olacaktır)
-Numara çevirirken ve bağlantı kurulurken telefonu vücuttan biraz uzakta tutmalıyız.(Telefon yakınlardaki baz istasyonunu ararken daha büyük güçle çalışacağından bu sırada artan etkiyi azaltmak için)
-Telefonu göz, göğüs, (hamilelerde karından) ve üreme bölgelerinden uzakta tutmalı, kemerde ve pantolonun ön cebinde değil, arka cepte taşımalıyız.
-Özellikle küçük çocuklara cep telefonu almamalı, gerektiğinde sadece haberleşme için kısa konuşmaları sağlanmalıyız.
-Zorunlu bir durum olmadıkça otomobil ve trende cep telefonuyla konuşulmamalı, gerekiyorsa ellerin serbest kalacağı sistem kullanılmalıyız.(Telefon metal karoserin iç kısmında oluşan elektriksel alanları yakaladığından konuşurken kulak bölgesindeki radyasyon dozu artıyor)
-Yeni cep telefonu satın alırken özgül soğurma yoğunluğu (SAR değerleri) daha düşük olanları seçmeliyiz.
-Cep telefonları, insulin pompası, kalp ve kulak aletlerinden en az 25 cm uzaklıkta kullanılmalıyız.
-Cep telefonu çalar çalmaz hemen kulağa götürmemeli, bağlantı kurulduktan sonra kulağa yaklaştırmalı ve konuşurken kulağa iyice yapıştırmamalıyız
