11 Mayıs 1978’de Çorlu’da doğdum. Burcum Boğa. Babam subay olduğundan dolayı sürekli gezdik. Ağrı, Ankara, Kıbrıs?ta yaşadım. Şuanda İstanbul?da yaşıyorum. Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi mezunuyum. Boğaziçi Üniversitesi’nde televizyon ile ilgili bir bölümde okumak isterdim. Is hayatıma 12 yaşımda, Kıbrıs?ta Bayrak Radyo Televizyonda başladım. Sonra sırasıyla; Ankara’da Radyo Vizyonda ve Radyo Genç’te çalıştım. Ardından İstanbul?a geldim ve Kral TV’de ise başladım. Kral TV’den sonra ise, Metropol FM, Alem FM, Show Radyo ve son olarak Radyo Viva’da çalıştım. Televizyonculukta ise ilk Star kanalında başladım. Daha sonra, Kanal 6, Number One TV, Genç TV’de çalıştım. 4 yıldır da Show TV’de program yapıyorum. Bu kanaldaki sabah programım 3 yıldan beri devam ediyor.
Ailem ve arkadaşlarım…
Babamla annem ayrıldı, babam başkasıyla evlendi. Bir ağabeyim var. Deniz Harp Okulu mezunu, simdi teğmen. Ağabeyim de evlendiği için, ben annemle yaşıyorum. Ayrı eve çıkmayı çok istiyorum ama annem izin vermiyor. Adnan Polat’ın yaptırdığı Polat Residence’da yeni bir ev aldım, annemle oraya yerleşeceğiz. Oraya geçince evimle daha çok ilgileneceğimi düşünüyorum. Çünkü bana ait bir ev olması çok önemli.Evde bos zamanım olduğunda kendim için yararlı isler yapmak isterim. Internet ile ilgilenmek de bunlardan biridir. Internet hem beni oyalıyor, hem de bana çok şey öğretiyor. Daha çok alışveriş yapabileceğim sitelere giriyorum. Henüz hiç alışveriş yapmadım, çünkü kredi kartımın numarası başkaları tarafından kullanılabilir diye korkuyorum. Ancak yapmayı da çok istiyorum. Evde olmadığım zamanlarda arkadaşlarımla sinemaya gidiyorum, aksamları yemeğe çıkıyorum. Ev hayatini seviyorum ancak dışarıda olmak daha çok hoşuma gidiyor.
Tatilimi hep Bodrum’da yapıyorum. Yurtdışına gitmeyi çok seviyorum ve istiyorum. En son annem ile Paris’e gittik. İnanılmaz eğlendim, ama orası anne ile değil de mutlaka erkek arkadaş ile gidilmesi gereken bir yer. Çok romantik, herkes el ele, göz göze.
Ben, arkadaşlıkta güvene çok önem veririm. Arkadaşımın, bana ait bir sırrı sonuna kadar taşıyacak birisi olması lazım. Dürüstlüğe çok önem verdiğimden, bana karşı her zaman dürüst olmalı. Çok arkadaşım yoktur. Hatta babam subay olduğu için, çok fazla çocukluk arkadaşım da yoktur. Demet isminde bir arkadaşım var, ve en çok görüştüğüm insan da odur. Onunla 5-6 yıldan beri çok iyi dostuz ve benim her sırrımı bilmesine rağmen bir tek sırrımı bile açıklamamıştır. Benim için bu çok önemli. Yani zor günümde, sevgilimse sevgilimin, arkadaşımsa arkadaşımın yanımda olması gerek. Bu çok önemli, çünkü zaten mutlu günümüzde herkes çevremizde. Sadece 2-3 tane kız arkadaşım var, onlar da bana yetiyorlar. Çünkü çok arkadaş çok can yakar gibi geliyor bana. Sevdiklerim ve Sevmediklerim… Müzik dinlemekten çok hoşlanıyorum. İşimi çok seviyorum, programımı zevk alarak yapıyorum. Yalan, aldatma ve gürültü sevmediğim şeylerdir. Saygı benim için çok önemlidir, bence herkes birbirine karşı saygılı olmalı. Ayrıca araba kullanmayı, eğlence mekanlarına gitmeyi ve dans etmeyi çok severim. Erkek arkadaşımla yemeğe ya da sinemaya gitmek beni mutlu eder. Papermoon’da yemek yemeyi, Bayo Latino’da eğlenmeyi severim. Giyim konusunda ise tercihim genelde spor giyinmektir. Sevdiğim markalar; Donna Caran, Vakkorama, Mango, Homestore gibi gençlerin giyindiği yerlerdir. Yemek yemeyi severim ancak yapmayı sevmem, elimden de gelmez. Bir gün erkek arkadaşıma yemek yapacağıma söz vermiştim. Ancak isteksizliğimi anlayınca, yemeği o yaptı ve bana da öğretti.
Gelecekle ilgili planlarım…
İyi bir evlilik yapmak istiyorum, ancak şimdilik erken diye düşünüyorum. Hayatımda birisi olunca saklamam. Gencim, bekarım, bir sevgilim olması doğal. Evliliğe giden bir ilişkim olsun istiyorum. Çocuk sahibi olmak istiyorum. Is hayatim ile ilgili yeni projelerim var. 3 yıldır bir sabah programı sunuyorum ve artık insanlar beni o programla özdeşleştirdiler. Başka programlar yapmayı düşünüyorum. Mesela yarışma sunmak istiyorum. Prime time’a geçmek ve diğer yeteneklerimi de sergileyebilmek istiyorum. Alışkanlıklarım…
Dişimi mutlaka fırçalıyorum. Yemek yedikten sonra dişlerimi fırçalamazsam bir rahatsızlık hissediyorum. Giyimime de çok özen gösteririm. Gündelik hayatımda değil de bir arkadaşım ile buluşurken, gece çıkarken ya da bir davete giderken giyimime çok dikkat ederim. Çok sik su içerim. Telefonla çok konuşurum, inanılmaz bir telefon saplantım var. Elimde sürekli telefon, ya telefon açarım ya da mesaj yollarım.
Tenisi çok seviyorum. Geçen sene her gün ders alıyordum, bu sayede kendimi oldukça geliştirdim. Kayak yapmayı da çok seviyorum. Ayrıca diziden dolayı ata çok biniyordum. Ama at beni kaçırdığından beri binmiyorum. Kendimde gördüğüm artılar eksiler… Artılarım; sempatik oluşum, güler yüzlü oluşum, neşeli oluşum. Ayrıca, fiziksel olarak gözlerimi beğenirim. Eksilerim; çok çabuk sinirleniyor ve üzücü olaylar karşısında kendimi fazla yıpratıyor olmam, en ufak bir şeye kafamı takıyor ve çok sik ağlıyor olmam. Çok sulu gözüm. Özellikle sevgilim varsa, onunla ilgili her şeyi kafama takarım. Merak Ettikleriniz
Benim tarzım olarak tek rakip vardı, o da Şebnem Dönmez. Şebnemle program tarzımız yakındı, ama o da heyecanını kaybetti. Bendeki sıcaklığın kimsede olmadığına inanıyorum. Sabah programı sunucusu olarak rakibim yok.
Herkes kendine göre bir şeyler yapıyor basarili ya da basarisiz. Ben bu camiadan pek fazla kişiyle görüşmüyorum. Bir iki tane arkadaşım var. Onlardan başka herkesle merhabalığım var.
Aranılan bir sunucuyum sadece sabah programında kalmak istemiyorum. Mesela talk Show olabilir. Su anda bir albüm projem var, maksi single. Mustafa Sandal yapacak. Unıversal’la anlaşmam var. Bu talk Show çok farklı, uçuk kaçık birşey olabilir. Kendimi prime- time’de da göstermek istiyorum. Şarkı belli, Mustafa Sandal?ın yazdığı bir şarkı.
Su anda san dersi aşamasındayım. Keork Tavityan’dan, 2 aydır. Ama benim daha çok ders almam lazım. Benim sesim problemli bir ses. Bir nodul vardı, simdi iyi. Tıslama falan kalmadı. Kısılmıyor da artık. Bu hedeflerime ulaşmak istiyorum. Hayatımda önce isim geliyor. Önce isim sonra, hayatim merak ediliyorsa o konuşulsun. Ama özel hayatıma birazcık girilsin.
Bana 16-17 yaşında Kanal 6’dan haber spikerliği teklifi geldi. Çünkü tipim çok müsaitmiş. Ama su dakikadan sonra beni kimsenin habere alacağını sanmıyorum. Belki Reha Abim magazin haberlerine alır, ama onun dışında sanmıyorum. Artık öyle bir imaj oluştu ki Ece Erken sürekli gülen, neşeli, hoplayan, zıplayan, bir kız. Ailenin belki yaramaz, belki zıpır kızı bir anda ciddiyete bürünürse, çok tepki alır diye düşünüyorum.
Ben hırslıyım. ” Yapacağım.” dediğim iste çok basarili olacağıma inanıyorum. Eğer “Basarili olacağım.” dersem olurum. Haber spikerliğinde de basarili olurdum aslında. Ama su an imajıma ters. Ciddiyet bana uzak. Ben de devamlı neşeli, insanlar beni görünce mutlu olsun isteyen bir tipim. Kötü bir haber veremem. Trafik kazasında bilmem kaç kişi öldü diye bir haber okuyamam.
Fulya?da yeni bir ev aldım ama henüz döşemedim. Su an kiralık bir ev de oturuyorum. Benim annemle babam ayrı. Annemle yaşıyorken, babamla çok sık görüşemiyordum. Daha rahat görüşüyoruz simdi. Fulya’daki evim 42 katlı bir binada. Su an borcunu ödüyorum. Hem de dolar üzerinden. Bu zamanda bir düşünün neler çektiğimi. Zaten 12 yaşımdan beri çalışıyorum.
Bir erkek için ne isimi feda ederim, ne isime zarar veririm. İşim benim her şeyim demek. Mesela erkek arkadaşımı halk onaylamıyor mu, hemen ondan ayrılırım. Çünkü benim için is önemli.
8-9 aydır bir ilişkim var. Göz önünde yasamak istemiyoruz. Çok güzel bir şekilde devam ediyor. Ailemin de onayını aldım. Benim için çok önemli, değerli bir insan. O da benim gibi hep isiyle gündeme gelmek istiyor. O yüzden ortalığa çıkma taraftarı değiliz. Her şeyi kendi içimizde yasıyoruz.